Cara Delevingne bu sıralar çook sık duyduğumuz bir ad.Peki neden?
92'li İngiliz model Cara, podyumların en aranılan isimlerinden biri.Kendisini Chanel,Dolce&Gabbana, Burberry gibi devlerin podyumunda gördük.Başarılı bir model olmasının yanında karakteristik bir yüzü var.Kalın kaşları ayırtedici özelliği.(Ben biraz Mariel Hemingway'in gençlik haline benzetiyorum Cara'yı.)
Ayrıca pişmaniye saçlı prensim Karl Lagerfeld'in de kankası olarak biliniyor.Daha ne olsun!
Ama Cara'yı podyum dışında da takip etmemizin nedeni sempatik tavırları ve tabii ki stili.Vintage ve rock'n roll'un harmanlanması diyebiliriz tarzı için.Giydikleri kesinlikle kokoş ve herkesin üzerinde gördüğümüz şeyler değil.Aksine maskülen bir çizgisi var.Ama Cara'nın trend yarattığı bir gerçek.
İşte Cara Delevingne'in günlük hayattaki tarzı. Ne kadar rahat,ne kadar cool gözüküyor,değil mi? Skinny jean'ler,şalvar formundaki pantolonlar ya da kısa şortlarını salaş bir t-shirt ve genelde deri ceketle tamamlıyor.Ayakkabı seçimi genelde boğazlı sneakerslardan yana ama zaman zaman platform/dolgu topuk ya da zımbalı botlar da giyiyor.Vazgeçilmezlerinden biri de bere ya da şapka.
Son zamanların en beğendiğim outfitlerinden olan takımlar Cara'nın da ilgi odağı.Ama Cara pantolon ve ceketini sneakerslar,sırt çantası ve ters takılmış şapkası ile kombinleyecek kadar asi. Doğum günü kutlaması için giydiği yeşil ekose takım ise maskülen parçalarla da şık olunabileceğinin göstergesi.
Tabii kıza asi dedik ama iyice oğlan çocuğu gibi geziyor da demedik.Yeri geldiğinde (galalar,kırmızı halılar,davetler vs.) Cara'yı feminen elbiseler içinde,kıpkırmızı rujuyla da görmek mümkün.
Benim favorilerim ise son iki senedir MET Gala'daki kırmızı halı seçimleri.Üst kısmı zımbalı siyah elbisesiyle bu sene Punk conceptinin en beğenilen isimlerinden biri olmuştu zaten,hatırlarsanız.Ondan önceki sene de 1950'lerin modası bir elbise karşımızdaydı.
Sonuç olarak, bu kız ne yaparsa yakıştırıyor.Ne yaparsa, ne giyerse cool oluyor.Cara Delevingne podyumların Kate Moss'u ve maskülen stili ile trendsetter olmaya hiç de uzak değil, ne dersiniz?
0 comments:
Post a Comment